Hınıs Tarihi

Posted on Nisan 6, 2009. Filed under: Hınıs |

Milattan önce 1400’lerde kurulmuş Hınıs… Ahmet Yesevi dergahının ışık yüzlü alperenlerince daha önce içten fethedilen Türk ili haline gelen ilçe, 1071’den itibaren resmen  bir Türk yurdu olmuş.
Ayni Tezkeresi’nde, bugün 79 köyü ve 73 mezrası bulunan ilçenin Osmanlı dönemlerindeki durumu şöyle aktarılıyor: “Hınıs, Osmanlı idaresi teşkilatında Erzurum eyaletinin bir sancağıdır. 281.440 akça hassı ve 60 cebelusu(askeri) vardır. 9 Zeameti ve 435 tımarı bulunmaktadır.” Osmanlı dönemlerinde toprak ve kısmen de idari bölümünün ifadesi olan dirlik düzeninin Zeamet ve Tımar gibi önemli çeşitlerinin yine önemli sayıda Hınıs İlçesi’nde bulunması, buranın o dönemdeki ehemmiyetini arzetmekte.
Hınıs’ın en görkemli tarihi eseri kalesidir. Evliya Çelebi, bu kalenin Azerbaycan hükümdarlarından Uzun Hasan’ın amcası tarafından yaptırıldığını belirtmekte ve kendi gözlemiyle kalede ikibini aşkın askerin bulunduğunu ifade etmektedir.
Hınıs için “levent sipahisi pek çoktur” diyen Çelebi, bu yöre insanının cesur, yürekli ve mert olduğunu belirtir. Çelebi Hınıs kalesini seyahatnamesinde şöyle tasvir etmektedir: “Erzurum’dan buraya üç konak yerdedir. Altun Halkalı köprüden daha yukarı ve kısadır. Kalesi yüksek ve yalçın bir tepenin üzerinde yapılmıştır. Dört köşe şeddadi dimdik bir kale’dir. Kale civarı çukur yerdedir, ama her tarafı göklere baş kaldırmış yalçın kayalardır. Havalisi de kayalıktır. Kalenin doğu tarafında tatlı bir su akar. Kalenin aşağı tarafında duvar dibinde sanatkar üstad, suyun ağzına demir bir kafes yaptırmıştır. Su bu kafesten geçerek kaleye gelir. Sonra birçok bostanlara taksim olunur. Demir kafesten sudan başka birşey geçmez. Kale kapısı bu akan suyun çıktığı yere, kaynağına yakındır. Hınıs’da cümle yedi mihrap mabet vardır. Evleri serapa toprak örtülüdür. Kiremitli bina yoktur. Ahali Hınıs dışındaki Bingöl Yaylası’na çıkıp kesbi teravet ederler.
İbrahim Hakkı Konyalı, Evliya Çelebi’nin Hınıs’a doğru giden bir ordu ile geldiğini yazmaktadır. Buna göre, Çarhacı Baki Paşa ve Dündar Seydi Ahmet Paşa 35 bin askerle Malazgirt Kalesinden Hınıs’a gelmiş ve kendilerine Kale komutanı tarafından kılıç kuşatılmış, hilat giydirilmiş ve 12 şahi darbzen topu armağan edilmiştir.


Kale Osmanlılar döneminde Yavuz Sultan Selim ve oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından olmak üzere iki defa tamir görmüştür.


Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, “Şehri Mübarek Erzurum” adlı eserde, bu kale içinde bir hamam olduğunu belirtmektedir.


Yörede Urartular tarafından yaptırılan ve Hınıs’ın 18 kilometre batısında yer alan Kalecik Köyü Kalesi de önemli eserlerdendir.


Yine, Urartular dönemine ait Toprakkale ve Höyük’ü; Selçuklular dönemine ait olan iki katlı surla çevrili olan Zirnak Kalesi ve kale içindeki tarihi kümbet, Hınıs’ın geçmişteki tarihi ihtişamını yansıtırlar.


İlçedeki tarihi Ulucami 1734 yılında Selçuklu Muş beylerinden Alaaddin Bey tarafından yaptırılmıştır. İlçenin yaşadığı deprem felaketleri dolayısıyla halkın Yeni Hınıs ve Yeni Mahalle’ye taşınmasıyla terk edilen cami, son yıllarda Vakıflarca tamir ettirilmiştir.

Make a Comment

Yorum bırakın

Liked it here?
Why not try sites on the blogroll...